ABDPST'un 28 Mayıs 2021 tarihli https://www.abdpost.com/haksiz-tutuklanan-turk-un-green-card-talebi/67862/ haberinde daha önce paylaştığımız bir olayı, Erdal Bey'in takipçileri yorumlamasını istemiş.
Amerika'ya dil okuluna gelen Doğukan'ın o dönem İngilizce bilgisi oldukça yetersiz olduğu için, kendisini trafikte durduran polisin söylediklerini anlayamıyor ve polis memuru da kendisine oldukça kötü davranıyordu. Şimdi bir kez de kendisi hem bir Türk hem de Amerika'da tecrübeli bir polis olan Erdal Bey'in youmunu inceleyelim. Polis haklı mıydı yoksa haksız mı?
Doğukan'ı polis memuru hız limitinin üzerine çıktığı ve trafikte makas attığı için durduruyor. Ve İngilizce bilip bilmediğini soruyor. Doğukan da çok az bildiğini söyleyince polis, İngilizce bilmeden nasıl Florida'da ehliyet aldığını sorguluyor. Bunun üzerine Türk ehliyetini veren Doğukan'a neden burada araç kullandığını soruyor bu defa polis. Çünkü polisin dediğine göre, Amerikan ehliyeti yoksa ABD'de araç kullanamazmış!
Polisin dediklerini anlamadığı için telefonundan çeviri programını açmak için izin istiyor ve polis de izin veriyor. Fakat bu arada polis sormaya devam ediyor; "Arkandan geldiğimi gördün mü?" Doğukan anlamadığını belirtince adam bu defa "Neden durmadın?" diye soruyor ve iyice panikleyen Doğukan yine anlamadığını tekrarlayınca polis "İşte bu nedenle sen bu ülkede araç kullanmamalısın." diyor.
Erdal Bey, Doğukan ile çok sert tavırla konuşan polisi bu noktada eleştiriyor ve üslubunu hiç beğenmediğini söylüyor.
Telefondaki çeviri programına konuşan polis; "Eğer bizim yasalarımızı bilmiyorsan, Amerika'da araç kullanmaya yetkili değilsin! Arkandaydım ışıklarımı açtım, durmadın bile!" diyor. Bilindiği üzere Amerikan polisi trafikte, bir aracın arkasına geçip ışıklarını yaktığında o aracın hemen sağa çekip durması gerekir. Ama haliyle Doğukan bunu da bilmiyordu.
Doğukan telefonu eline alıp çeviriye bakınca polise dönüp "Gerçekten bilmiyordum, özür diliyorum." demesine rağmen polis "Senin bunu bilmemen umrumda bile değil!" karşılığını verince Erdal Bey çok sinirleniyor ve polisin resmen artistlik yaptığını belirtiyor. Tutumunu beğenmiyor. Çok kızdığı için terbiyesizce davrandığını düşünüyor.
Olayın devamında polis, aracın ruhsatını istiyor ve kimin üzerine kayıtlı olduğunu soruyor. Doğukan da ruhsat ve pasaportunu verip aracın kuzenine ait olduğunu belirtiyor. Bunun üzerine polis de kuzenini aramasını talimat veriyor.
Bu arada da polis, telsizinden destek çağırıyor. Erdal Bey bu noktada, polisin Doğukan'ı dışarı çıkarıp tutuklama yapmaya karar verdiğini anlıyor. Destek çağırmasının nedenini şöyle açıklıyor: Polisler tutuklama yaparken yanında şahit olarak başka polislerin de bulunmasını isteyebilir. Kendisinin de yaptığı bir uygulama imiş bu.
Aracına gidip geri dönen polis memuru bu defa ellerine mavi eldiven takmış. Erdal Bey bunun kesinlikle tutuklama yapıp üzerini arayacağı anlamına geldiğini hatırlatıyor. Hakikaten de çocuğa araçtan çıkmasını emrediyor. Doğukan araçtan çıkıyor ve polis ellerini araca dayamasını söyleyince Erdal Bey, şu ana kadar çocuğun kötü hiçbir şey yapmadığını vurguluyor. Bir Amerikan polisi olarak bunu söylüyor.
Son derece saygılı ve terbiyeli olduğunu, polisin yüzde yüz bütün komutlarına uyduğunu belirtiyor. Bunu da bir Türk olduğu için söylemediğinin altını çiziyor. "Bir saygısızlığı bir yanlışı olsaydı söylerdim." diyor. Polisin ise, işini yaparken çocuğa karşı terbiyesizlik yaptığını belirtiyor.
Doğukan üç aydır ABD'de bir dilokuluna gittiğini söylüyor polise ve yarım yamalak İngilizcesi ile altı ay boyunca Türk ehliyeti ile trafiğe çıkma hakkının olduğunu anlatmaya çalışıyor. Fakat polis, itiraz ediyor, zaten dediğini de pek anlamıyor.
Erdal Bey ise Doğukan'ı onaylıyor. Evet! Bir Amerikan polisi olarak, ABD'de Türk ehliyeti ile trfaiğe çıkılabileceğinin bilgisini paylaşıyor. Bu kuralı, bu polisin bilmediğini düşünüyor. Kendisi de defalarca kere farklı ülkelerin ehliyetlerine sahip sürücüleri trafikte durdurmuş. Rehberden hangi ülkelerin ehliyetlerinin geçerli olduğunu kontrol edebildiklerini ve kesinlikle Türk ehliyetinin geçerli olduğunu belirtiyor.
Israrla Amerikan ehliyetnin gerekli olduğunu vurgulayan polisin kesinlikle hatalı olduğuna işaret ediyor Erdal Bey. Derken diğer polis de gelince Doğukan'a ters kelepçe takıyor. Erdal Bey bir Amerikan polisi olarak Doğukan'dan özür diliyor. Bu davranışı kesinlikle hak etmediğini hem de bu kadar saygılı davranırken hiç hak etmediğini ifade ediyor. Amerikalı polisin resmen ırkçı davrandığının altını çiziyor.
Bu durumun maalesef Doğukan'ın siciline de işleyeceği için üzüntü duyuyor Erdal Bey. Ve üzerine basa basa polisin yasayı bilmediğini, haksız olduğunu, çocuğa terbiyesizlik, saygızsızlık ve de ırkçılık yaptığını vurguluyor.
Olayın devamında çok daha ilginç şeyler olduğunu biz daha önce yaptığımız haberden biliyoruz. Merak ediyorsanız olanları https://www.abdpost.com/haksiz-tutuklanan-turk-un-green-card-talebi/67862/ linkinden inceleyebilirsiniz.
KAYNAK: Amerikali Aynasiz TWITCH
Amerika'ya dil okuluna gelen Doğukan'ın o dönem İngilizce bilgisi oldukça yetersiz olduğu için, kendisini trafikte durduran polisin söylediklerini anlayamıyor ve polis memuru da kendisine oldukça kötü davranıyordu. Şimdi bir kez de kendisi hem bir Türk hem de Amerika'da tecrübeli bir polis olan Erdal Bey'in youmunu inceleyelim. Polis haklı mıydı yoksa haksız mı?
Doğukan'ı polis memuru hız limitinin üzerine çıktığı ve trafikte makas attığı için durduruyor. Ve İngilizce bilip bilmediğini soruyor. Doğukan da çok az bildiğini söyleyince polis, İngilizce bilmeden nasıl Florida'da ehliyet aldığını sorguluyor. Bunun üzerine Türk ehliyetini veren Doğukan'a neden burada araç kullandığını soruyor bu defa polis. Çünkü polisin dediğine göre, Amerikan ehliyeti yoksa ABD'de araç kullanamazmış!
Polisin dediklerini anlamadığı için telefonundan çeviri programını açmak için izin istiyor ve polis de izin veriyor. Fakat bu arada polis sormaya devam ediyor; "Arkandan geldiğimi gördün mü?" Doğukan anlamadığını belirtince adam bu defa "Neden durmadın?" diye soruyor ve iyice panikleyen Doğukan yine anlamadığını tekrarlayınca polis "İşte bu nedenle sen bu ülkede araç kullanmamalısın." diyor.
Erdal Bey, Doğukan ile çok sert tavırla konuşan polisi bu noktada eleştiriyor ve üslubunu hiç beğenmediğini söylüyor.
Telefondaki çeviri programına konuşan polis; "Eğer bizim yasalarımızı bilmiyorsan, Amerika'da araç kullanmaya yetkili değilsin! Arkandaydım ışıklarımı açtım, durmadın bile!" diyor. Bilindiği üzere Amerikan polisi trafikte, bir aracın arkasına geçip ışıklarını yaktığında o aracın hemen sağa çekip durması gerekir. Ama haliyle Doğukan bunu da bilmiyordu.
Doğukan telefonu eline alıp çeviriye bakınca polise dönüp "Gerçekten bilmiyordum, özür diliyorum." demesine rağmen polis "Senin bunu bilmemen umrumda bile değil!" karşılığını verince Erdal Bey çok sinirleniyor ve polisin resmen artistlik yaptığını belirtiyor. Tutumunu beğenmiyor. Çok kızdığı için terbiyesizce davrandığını düşünüyor.
Olayın devamında polis, aracın ruhsatını istiyor ve kimin üzerine kayıtlı olduğunu soruyor. Doğukan da ruhsat ve pasaportunu verip aracın kuzenine ait olduğunu belirtiyor. Bunun üzerine polis de kuzenini aramasını talimat veriyor.
Bu arada da polis, telsizinden destek çağırıyor. Erdal Bey bu noktada, polisin Doğukan'ı dışarı çıkarıp tutuklama yapmaya karar verdiğini anlıyor. Destek çağırmasının nedenini şöyle açıklıyor: Polisler tutuklama yaparken yanında şahit olarak başka polislerin de bulunmasını isteyebilir. Kendisinin de yaptığı bir uygulama imiş bu.
Aracına gidip geri dönen polis memuru bu defa ellerine mavi eldiven takmış. Erdal Bey bunun kesinlikle tutuklama yapıp üzerini arayacağı anlamına geldiğini hatırlatıyor. Hakikaten de çocuğa araçtan çıkmasını emrediyor. Doğukan araçtan çıkıyor ve polis ellerini araca dayamasını söyleyince Erdal Bey, şu ana kadar çocuğun kötü hiçbir şey yapmadığını vurguluyor. Bir Amerikan polisi olarak bunu söylüyor.
Son derece saygılı ve terbiyeli olduğunu, polisin yüzde yüz bütün komutlarına uyduğunu belirtiyor. Bunu da bir Türk olduğu için söylemediğinin altını çiziyor. "Bir saygısızlığı bir yanlışı olsaydı söylerdim." diyor. Polisin ise, işini yaparken çocuğa karşı terbiyesizlik yaptığını belirtiyor.
Doğukan üç aydır ABD'de bir dilokuluna gittiğini söylüyor polise ve yarım yamalak İngilizcesi ile altı ay boyunca Türk ehliyeti ile trafiğe çıkma hakkının olduğunu anlatmaya çalışıyor. Fakat polis, itiraz ediyor, zaten dediğini de pek anlamıyor.
Erdal Bey ise Doğukan'ı onaylıyor. Evet! Bir Amerikan polisi olarak, ABD'de Türk ehliyeti ile trfaiğe çıkılabileceğinin bilgisini paylaşıyor. Bu kuralı, bu polisin bilmediğini düşünüyor. Kendisi de defalarca kere farklı ülkelerin ehliyetlerine sahip sürücüleri trafikte durdurmuş. Rehberden hangi ülkelerin ehliyetlerinin geçerli olduğunu kontrol edebildiklerini ve kesinlikle Türk ehliyetinin geçerli olduğunu belirtiyor.
Israrla Amerikan ehliyetnin gerekli olduğunu vurgulayan polisin kesinlikle hatalı olduğuna işaret ediyor Erdal Bey. Derken diğer polis de gelince Doğukan'a ters kelepçe takıyor. Erdal Bey bir Amerikan polisi olarak Doğukan'dan özür diliyor. Bu davranışı kesinlikle hak etmediğini hem de bu kadar saygılı davranırken hiç hak etmediğini ifade ediyor. Amerikalı polisin resmen ırkçı davrandığının altını çiziyor.
Bu durumun maalesef Doğukan'ın siciline de işleyeceği için üzüntü duyuyor Erdal Bey. Ve üzerine basa basa polisin yasayı bilmediğini, haksız olduğunu, çocuğa terbiyesizlik, saygızsızlık ve de ırkçılık yaptığını vurguluyor.
Olayın devamında çok daha ilginç şeyler olduğunu biz daha önce yaptığımız haberden biliyoruz. Merak ediyorsanız olanları https://www.abdpost.com/haksiz-tutuklanan-turk-un-green-card-talebi/67862/ linkinden inceleyebilirsiniz.
KAYNAK: Amerikali Aynasiz TWITCH