2024’ü Geride Bırakırken: Neler Oldu, Neler Öğrendik?
Bir yılın daha sonuna yaklaşırken, 2024’ü özetlemek ve geride bıraktığımız izleri düşünmek önemli bir çaba. Bu yıl, hem Türkiye hem de dünya için büyük olaylara, zorluklara ve bazen de umut verici gelişmelere sahne oldu.
Türkiye’de ve Dünya’da 2024
2024, Türkiye açısından toplumsal dayanışmanın ve sabrın öne çıktığı bir yıl oldu. Seçimlerin ardından siyasi atmosferde yeni bir dönem başladı. Ekonomik dalgalanmalar ise bireyleri tasarruf etmeye ve yaratıcı çözüm yolları aramaya itti. Diğer yandan, dünya sahnesinde iklim krizine dair artan farkındalık ve uluslararası konferanslar, geleceğe dair umutları besledi. Teknoloji alanındaki yapay zeka çıkışları, insanlığın ilerleyişini hızlandırdı. Türkiye’de yaşanan terör olayları, milletin sabrını sınayan trajedilere yol açtı. Yanı başımızda Suriye’de devam eden çatışma ortamı, bölgedeki insani krizi daha da derinleştirdi. Özellikle, Suriye’deki hapishanelerde yaşanan olaylar ve ortaya çıkan vahim görüntüler dünya kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bunun yanı sıra, İsrail’in Filistin topraklarındaki işgali, masum sivillere yönelik saldırılar ve üzücü manzaralar, 2024‟ü dünyayı sarsan bir yıl haline getirdi.
2024’te Bir Psikolog Olarak Neler Öğrendim?
Bu yıl, 6 yıllık uzakta yaşam deneyimimin ardından aile evine geri dönme sürecimle başladı. Doğduğum ve büyüdüğüm topraklara yeniden dönmek, uyum sürecini beraberinde getirdi. Bu süreç, geçmişle bağ kurmanın hem zor hem de güzel yanlarını keşfetmemi sağladı. Hayat, sorumluluklarıyla daha da ağırlaştı; aileye karşı görevler, mesleki gelişim ve kişisel hedefler arasında denge kurmayı öğrendim.
Dünyada ve ülkemizde yaşanan olayların insan psikolojisi üzerindeki etkilerini daha yakından gözlemleme fırsatı buldum. Bu süreçte, ailenin arkadaşlardan daha önemli olduğunu ve yalnız yaşamanın zorluklarını daha derinden fark ettim. Tek başına karar almak, tüm sorumlulukları üstlenmek ve bazen kimseye güvenememek gibi duygular, bireysel dayanıklılığımı artırdı.
Mesleki olarak ise, bu yıl hem bireysel hem de toplumsal travmalara tanıklık ettim ve bu zorlu süreçlerin üstesinden gelinmesine katkıda bulundum. Danışanlarımla kurduğum empati temelli bağların, iyileşme süreçlerinde ne kadar etkili olduğunu bir kez daha gördüm. Bunun yanında, sosyal medyanın gücünü keşfettim; doğru içeriklerle çok daha geniş kitlelere ulaşabildim ve psikolojik farkındalığın artırılmasına katkıda bulundum. Bu deneyimler, mesleğime olan bağlılığımı güçlendirdi.
2025’e Hazırlık: Umut Dolu Bir Yolculuk
2024 yılı, birçok zorluğun yanında bize değerli dersler de bıraktı. Şimdi ise yeni bir yılın kapısını umutla aralama zamanı. 2025, daha sağlıklı, daha mutlu ve daha huzurlu bir yaşam için bir fırsat olabilir. Peki, bunu başarmak için neler yapabiliriz?
Her şeyden önce, hayatı sadeleştirerek başlamalıyız. Maddi veya manevi yüklerimizi gözden geçirmek, gerçek önceliklerimizi belirlemek için bir davet bu. Sağlığımızı korumak, daha bilinçli seçimler yapmak ve her anın değerini bilmek, yeni yılın ilk hedeflerinden biri olmalı.
Aile ve sevdiklerimizle daha fazla vakit geçirmenin kıymetini unutmamalıyız. İnsan ilişkilerimizi güçlendirmek, sadece kendi mutluluğumuz için değil, toplumsal huzur için de önemlidir.
Mesleki ve kişisel gelişimimize yatırım yapmak da yeni yıl için bir diğer öncelik olabilir. Okuyarak, öğrenerek ve deneyimleyerek hem kendimize hem çevremize daha fazla katkıda bulunabiliriz. Ayrıca, sosyal medyanın doğru kullanımını sürdürerek daha geniş kitlelere ulaşabilir, iyilik ve farkındalık yaymaya devam edebiliriz.
Şükretmek, umudu diri tutmanın en önemli anahtarıdır. 2025’e girerken elimizdekiler için minnettar olmayı ve geleceğe umutla bakmayı unutmayalım. Yeni yıl hepimiz için sağlık, huzur ve mutluluk dolu bir yolculuk olsun.
-Psikolog Hüseyin Özyavuz
https://urfapsikolog.com.tr/