Bazen devlet ortalıkta görünmez.
Ne bir denetim vardır, ne bir müdahale.
Ne soran olur, ne de hesap soran.
Zannedersin ki devlet yok.
Sanki çekilmiş bir kenara, olan bitene gözlerini kapatmış.
Bir boşluk hissi sarar etrafı.
Kural tanımazlık sıradanlaşır.
Pervasızlık maharet, hoyratlık özgürlük sanılır.
“Kimse karışmıyor” rahatlığı, zamanla şımarıklığa dönüşür.
Şımardıkça şımarırsın.
Zannedersin ki her şey senin elinde.
Oysa devlet bazen susar.
Susar ama unutmaz.
Bekler, gözlemler, biriktirir.
Kimin kimle ne iş tuttuğunu,
Odasını dernekle, siyaseti emlakla, dostluğunu çıkarla karıştıranı not eder.
Bugün Kocaeli’de bazı çevreler kendilerini dokunulmaz sanıyor.
Sosyal medyada birileri racon kesiyor, hediyeler vitrinde, isimler gölgede.
Tespihler değil, zihniyet ağır basıyor.
Herkesin bir “dayısı” var, ama herkesin unuttuğu bir “devlet” de var.
Ve sonra bir gün…
Hiç beklemediğin bir anda, bir ihbar, bir müfettiş, bir savcı gelir.
Üzerine soğuk bir ağırlık gibi çöker.
Çünkü devlet bazen geç gelir, ama tam gelir.
Gelince de hafif hafif değil, ansızın ve sert gelir.
Sana değil, yaptıklarına hesap sorar.
Ve artık ne özür yeterlidir ne de açıklama
İşte o an anlarsın! Devletin ne demek olduğunu.
Selam ve saygılarımla
Yorumlar
Kalan Karakter: