Osmanlıca bir deyim olan “ŞÜYUU VUKUNDAN BETER” sözü bir olayın veya bir söylentinin dilden dile aktarılmasının, halk arasında konuşulur hale gelmesinin,onun gerçekleşmesinden çok daha kötü sonuçlar doğurabileceği anlamına gelmektedir.
"ATEŞ OLMAYAN YERDEN DUMAN ÇIKMAZ" diye güzel bir söz daha Türkçemizde vardır.
Kamuda Şüyuu vukuundan beter denilebilecek ayyuka çıkmış,aleniyet kazanmış,teşbihte hata olmaz Mısır'daki sağır sultanın bile duyduğu söylentiler kanıtlanmamış olsa bile kamu görevlilerinin ve kamu kurumun daha fazla yıpranmasına engel olmak için bazen bir takım idari tedbirlerin ve tasarrufların uygulanmasında kamu yararı vardır.
Özellikle Emmiyet Teşkilatı için şunu söyleyebiliriz, Emniyette üst rütbelilerin önümüzdeki günlerde terfi ve resen emekliye ayrılacak personelin durumu ile ilgili değerlendirme kurulları toplanacak, doğu ve batı illerimizde hizmet süresini tamamlayanların yer değiştirmesi başlayacaktır.
TEDBİLİ MEKANDA FERAHLIK VARDIR.
Üzülerek söylemek gerekirse, geçmişten,günümüze her teşkilatta çürük elmalar olduğu gibi,polis teşkilatında da zaman zaman bu çürük elmalara rastlamaktayız.
Buna en güzel örnek sanırım ülkemizde geçen ay gündemden düşmeyen,Ankara Emniyetinde üst düzey emniyet mensuplarının adının karıştığı Ayhan Bora Kaplan soruşturması örneği verilebilir.
Ayhan Bora Kaplan organize suç örgütünün siyasilerle ve polislerle olan ilişkileri, yakalanmadan önce şuyu vukundan beter diye nitelendirilebilecek iddialar aleniyet kazanmış bir şekilde zaten konuşuluyordu.
Ne yazık ki halk arasında ayyuka çıkan söylentiler için kurum yöneticilerin fikirdaşlık, siyasi saikler ve başkaca sair sebepler dolayısıyle soruşturma aç(a)madıkları gibi, bir takım idari tedbirlere başvurma imkanları var iken,bu yöntemlere istisnalar hariç başvurulmadığı, bu gibi personele tabiri caiz ise, kol kanat gerildiğine ve korunduklarına dair halk arasında yaygın bir kanaat vardır.
Bu gibi personel hakkında bulunduğu il içinde görev yeri değişikliği,il dışına atanması,yada resen emeklilik gibi işlemlerinin uygulanması şeklinde idari mevzuata uygun,tedbirlere başvurulabilecekken,bu tedbirlere neden başvurulmadığı konularınında üzerinde durulması ve düşünülmesi gereken önemli bir husus olduğunu düşünmekteyim.
YARASI OLAN GOCUNUR!
Geçtiğimiz ay 14-15-16 Mayıs 2024 tarihlerinde Ankara'da Ayhan Bora KAPLAN suç örgütüne yönelik operasyonlarda ortalığa saçılan Ankara Emniyet Müdürlüğünde birkaç üst düzey emniyet müdürünün de adlarının karıştığı olaylarla ilgili Yine Mi Şakülümüz Kaydı? NE OLACAK BU MEMLEKETİN HALİ? ve At İzi,İt İzine Karıştı! başlıklı devlette FETÖ gitti, şimdi de METÖ ' mü geldi diye ironileştirdiğim menfaat terör örgütlerine karşı dikkatli olunması gerektiği yönünde 3 ayrı köşe yazısı yazmıştım.
Bu köşe yazılarım "NE OLACAK BU MEMLEKETİN HALİ" başlığı ile abdpost adlı internet haber gazetesinde, KİM BU KOCAELİ'DEKİ METÖCÜLER? başlığı ile de kocaelihurkus adlı internet haber gazetelerinde aynı gün yayınlanmıştır.
Yayınlanan bu yazılarımdan 15 Mayıs tarihli olan yazıda kendisini kastettiğimi düşünen ve kendi üzerine alınan bir emniyet müdürü ne hikmetse kendisini güç durumda bırakacak,iftira sayılabilecek atfı cürüm içeren bir dilekçe ile Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına benimle ilgili bir suç duyurusunda bulunmuştur.
15 Mayıs tarihli yazımı yayınlaması için gazetenin genel yayın yönetmenine gönderdiğimde, bana bu yazıda kastettiğin birisi varmı diye sormuş, bende yazımda kimseyi kastetmediği mi, gündemde olan Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında adı geçen polisler gibi İzmit yerelde de geçmişte ve günümüzde bu tür polislerin olduğunu ve bunlar hakkında söylenti şeklinde çok şeyler konuşulduğunu söylemiştim.
Genel yayın yönetmeni bu açıklamam üzerine yazının daha dikkat çekmesi için KİM BU KOCAELİ'DEKİ METÖCÜLER? başlığıyla kocaelihurkus gazetesinde yayınlamıştır.
Neyse bu konuda savcılık soruşturması devam ettiğinden, soruşturmanın gizliliğine halel getirmemek için daha fazla şimdilik bir şey yazmamakta fayda var diye düşünüyorum.
Gerek ulusal,gerek yerel bazda şuyu vukuundan beter konularla ilgili sadece şu atasözüyle tek bir cevap vermek isterim.
Ben şikayete konu olan yazıda isim vermemiştim,bu yazıda aslında konu yargıya intikal ettiği için rahatlıkla isim verebilecek durumda olmama rağmen isim zikretmeyeceğim.
Ben köşe yazılarımda kişileri değil, sistemdeki yanlışlıklara dikkat çekmiş ve bu konuları dile getirmiştim.
Bu minvalde ateş olmayan yerden duman çıkmaz misali Yarası Olan Gocunur diyerek, şimdilik bu konuya nokta koyayım.
GERÇEKLERİN BİR GÜN ORTAYA ÇIKMAK GİBİ KÖTÜ BİR HUYU VARDIR.
Filhakika adli ve idari soruşturmayı bilen emekli bir emniyet mensubu olarak her platformda belirttiğim şu tesbitide belirtmekte fayda var.
15 Temmuz hain darbe teşebbüsünden sonra askeriyede, emniyette, adliyede büyük ölçüdeFETÖ temizliği yapılmış olup,Sayın Recep Tayyip Erdoğan 'ın FETÖ' nün devletten tasfiye edilmesi ile ilgili mücadeledeki kararlılığı ve ortaya koyduğu irade tartışılmaz bir gerçektir.
Her ne kadar devlette büyük ölçüde FETÖ temizliği yapılmış isede, gün geçmiyor ki her hafta FETÖ örgüt mensuplarının yakalandıklarını yazılı ve görsel basından takip etmekteyiz.
Ülkemizde istihbarat toplama faaliyetleri Milli İstihbarat Teşkilatı,Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığınca ifa edilmektedir.
Günümüzde bir çok bilgi ve belge açık kaynaklardan elde edilmektedir. İstihbarat birimlerince de açık kaynaklardan elde edilen bu bilgi ve belgeler teyit edildikten sonra ilgili makamlara bilgi notu şeklinde sunulmaktadır.
Yukarıda saydığımız istihbarat kurumları tarafından ulusal ve yerel bazda açık ve kapalı kaynaklardan intikal eden şuyu vukundan beter söylentilerin araştırıldığı da bilinen bir gerçektir.
FETÖ'nün askeriyede, emniyette ve adalet kurumlarında özellikle kripto unsurların tamamının deşifre edilemediğini ve faaliyetlerini başka adlarla yürüttükleri düşünüldüğünde kripto unsurların deşifre edilmesi çalışmalarına büyük bir titizlikle devam edilmesi çok büyük önem arz etmektedir.
Ez cümle FETÖ ve METÖ (menfaat terör örgütleri) ve benzeri illegal yapılanmalar ile mücadeleye kesintisiz olarak hız kesmeden devam edilmelidir.
FETÖ ile iltisakı tesbit edilememiş fakat FETÖ'nün Emniyette en kuvvetli olduğu dönemlerde ülke çapında İSTİHBARAT ve KOM birimlerinde çalışan personelin geçmişi ve sicili sıkıntılı,bazı suçlardan özellikle yolsuzluk konularında geçirdiği soruşturmalardan aklanmış olsalar bile, bu neviden menfaatine,paraya, kadına,içkiye,kumara düşkün,sosyal ilişkileri bakımından, oturup kalkmaması gereken kişilerle fazlaca sıkı fıkı olmuş personelin durumu istihbarat ünitelerinden sorulduktan ve araştırıldıktan sonra görevlendirmelerde bu hususlara çok dikkat edilmesi gerekmektedir.
Saygılarımla,
Dip Not: Bu yazıda geçen hususlar kişisel görüşlerim olup, Anayasal hak çerçevesinde düşünce ve fikir hürriyeti kapsamında genel gündemle ilgili güncel bir değerlendirme yazısı olarak kaleme alınmıştır.
Yorumlar
Kalan Karakter: