Birleşmiş Milletler'in 1 Eylül 1982 tarihinde ilan ettiği Dünya Barış Günü, her yıl dünya genelinde ve ülkemizde söylemden öteye geçmeyen sembolik bir şekilde kutlanıyor.
Birilerinin barış kelimesini ağızlarına dahi almaya hakkı yok.
Son tahlilde Gazze'de yaşanan katliam ve soykırım karşısında kılını bile kıpırdatmayan Birleşmiş Milletler Cemiyetini ve daimi üyeleri olan başta ABD ve Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve katil Netanyahu ile İsrail Devletini kınıyorum.
Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta Barış, Dünyada Barış’ ilkesinden hareketle, dün olduğu gibi bugün de, yarın da barıştan yana olmak, insanlık adına yapmamız gereken en önemli görevdir.
Süregelen tüm anlaşmazlıkları çözmenin tek yolunun, karşılıklı saygı çerçevesinde, dünyada ve bölgemizde barışın ve istikrarın sağlanması adına, dil, din, ırk ve kültür farkı gözetmeksizin tüm insanlığın işbirliği içinde hareket etmesinden geçmektedir.
Bu duygu ve düşüncelerle, barışın savaşa üstün geldiği bir dünyada yaşama dileğimle, tüm insanlık için barışın temel alındığı uluslararası bir toplum diliyorum.