İnsanlar sevmekten, sevilmekten, övülmekten ve onurlandırılmaktan hoşlanırlar.
Bunun tersine insanlar yıkıcı eleştirilere,özellikle suçlayıcı ve yapıcı olmayan eleştirilere maruz kaldıklarında özgüvenlerini yitirmeye başlarlar.
İnsanlar özgüvenlerini tazelemek için zaman zaman aynanın karşısına geçip özeleştiri yapmalıdırlar.
Kimler geldi, kimler geçti şu fani dünyadan.
Kimi elinde dolu bir tasla, kimi başucunda bir taşla geçti bu dünyadan.
Kimi de malını değil, adını bile götüremedi.
Tacı tahtı burada bıraktı, misali...
En acımasız eleştiriyi bazen aynanın karşısına geçip kendimiz yapmalıyız.
Birbirimizi anlamakta zorlandığımız ve farklı görüşlere tahammülün azaldığı günümüzde, barış ve huzur içinde yaşayabilmek için empati ve duygudaşlık kurmamız yani hemhal olmamız gerekiyor.
İnsanın zaman zaman aynaya bakması,kendini sorgulaması, kritik yapması, içindeki ben ile hesaplaşması gerekir.
Kişinin kendi kendini eleştirmesi, eksiklerini görüp düzeltmesi,takdir edilecek bir davranış biçimidir.
Eleştiri veya öz eleştiri, yapıcı ve dozajında yapıldığında daha sağlıklı olur.
Yapıcı ve motive edici eleştiri insanları her zaman bir adım ileriye götürür.
Kendini eleştirebilen, eleştirilere açık ve tahammül gösterebilen insanlar toplumla kendisiyle barışık yaşar ve toplumla ilişkilerini daha sağlıklı zeminde yürütür.
İnsan yaratılışı gereği hata yapmaya elverişli bir varlıktır.
Hatasız kul olmaz.
Haydi o zaman kendimizle ve hatalarımızla yüzleşelim...