Türkiye çok partili siyasi hayata başlayalı 75 yıl oldu. Bu uzun tarih, kuşkusuz demokrasimiz için önemli bir tecrübe alanı sundu. Ancak bugün, içinde yaşadığımız sistemin hem temsil gücü hem de toplumsal uzlaşma açısından ciddi tıkanmalar yaşadığı bir gerçektir.
Mevcut yapının dayandığı siyasi sistem, çoğu zaman halkın iradesini yeterince yansıtamayan, toplumu ortak hedefler etrafında birleştiremeyen bir düzene dönüşmüş durumdadır.
Siyasal çoğulculuk, zaman zaman ayrışmanın, kutuplaşmanın ve parçalanmanın zeminine dönüşmektedir.
Bugün uygulanan demokrasi, milleti birleştirmekten çok, sistemli biçimde bölüp, parçalamaya ve kutuplaştırmaya yol açmaktadır.
Bu durum da, anayasada yer alan temel ilkelerimizle, özellikle de “demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti” tanımıyla" çelişiyor gibi görünüyor.
Demokrasi'yi sadece seçim sandığıyla değil, günlük yaşamın her alanında hakim kılacak şekilde yeniden düşünmemiz gerekiyor.
Biz, yeni bir siyasal sistem arayışına bu noktadan yaklaşıyoruz: Demokrasinin birlik ve beraberlik anlayışını merkeze alan; halkın sadece oy veren değil, sürece katılan ve denetleyen özne olduğu bir model istiyoruz. Yani diğer bir deyişle birlikte yönetim, birlikte denetim diyoruz.
Bu öneri, bir zihniyet değişimi çağrısıdır.
Geçmişin mirası üzerine konuşmak kadar, geleceği birlikte kurma sorumluluğumuz da var. Demokrasinin gerçek anlamına biraz daha yaklaşmanın zamanıdır diyoruz.
Yorumlar
Kalan Karakter: