Bir zamanlar “vesayeti bitireceğiz” dediler…
“3Y ile mücadele edeceğiz” diye meydanlarda söz verdiler. Yolsuzlukla, yoksullukla ve yasaklarla savaşacağız dediler. En iddialı cümleleri: “Büyük, demokratik Türkiye’yi inşa edeceğiz!”dediler.
Peki, inşa edildi mi o büyük demokratik Türkiye...
Hayır.
Bugün baktığımızda, bırakın vesayetin bitmesini, tek sesli ve tek renkli bir düzenin içinde debeleniyoruz.
Yoksulluk artık kader değil, sistemin kendisi olmuş.
Yolsuzluk sıradanlaşmış, hesap soran yok.
Yasaklar ise; düşünceye, sanata, topluma, hatta fısıltıya bile sirayet etmiş durumda.
Demokratik Türkiye hayaliyle çıkılan yolda, 3Y’nin içine sıkışmış bir halk kaldı geriye.
Bu mudur büyük demokratik Türkiye?
Bu mudur halkın iradesi?
Halk, yoksulluğu iliklerine kadar hissediyor.
Pazara giden emekli, elindeki küçük torbayla büyük bir çaresizliğin yükünü taşıyor.
Asgari ücret daha cebe girmeden buharlaşıyor.
Yolsuzluk deseniz…
Eskiden bir skandal haftalarca manşet olurdu, şimdi her gün yeni bir tanesi düşüyor ekranlara.
Devlet ihaleleri yandaşlara peşkeş çekiliyor, milyonlar milyonlara bölüştürülüyor; halka ise “sabır” düşüyor, “şükür” öneriliyor.
Peki yasaklar?
Konuşmak yasak, protesto etmek yasak. İnsanlar tweet atarken bile iki kere düşünüyor.
Gazeteciye kelepçe, yazara mahkeme, vatandaşa cop…
Oysa demokratik bir Türkiye hayali, tam da bunların olmaması içindi.
Eşitlik içindi. Adalet içindi. Temsil içindi.
Soruyoruz:
Bu muydu “Yeni Türkiye”?
Bu muydu “İleri Demokrasi”?
3Y meselesi sadece bir parti meselesi değildir. Mesele çarpık sistemin ta kendisidir. Mesele rant ekonomisine ve partizanlığa dayanan sistemdir.
Yorumlar
Kalan Karakter: