Havana, Küba’nın en büyük şehri ve ülkenin başkentidir. Havana, orijinal adıyla “La Habana” yaklaşık 3 milyon nüfusa sahip, farklı dönemleri bir arada yansıtabilen mucize gibi bir şehir. Havana’yı gezerken hep bir “eski kokusu” burnunuza, yıkık dökük gibi görüntüler gözünüze gelir.
Başkent Havana’da mutlaka Eski Havana sokaklarında kaybolmak, bol bol yürümek gerekiyor. Karanlık sokaklardan hiç ürpermeden yürürsünüz. Dünyanın en güvenli ülkelerinden olmak böyle bir şey galiba! Havana’da görülmesi gereken yerlerin başında ise Plaza Vieja (Eski Meydan), Plaza de Armas, Che’nin dev duvar resminin bulunduğu Devrim Meydanı ve akşamları Havanalıların akın ettiği 8 km’lik sahil şeridi olan Malecon geliyor. Tabii Cespedes Parkı’nda yer alan Atatürk Büstü’nü de mutlaka ziyaret etmek gerekiyor.
Şehir merkezinden yaklaşık 20 dakikada uzaklıkta Santa Maria Del Mar Plajı bulunmaktadır.
Küba’nın başkenti Havana’da kolonyal dönemden kalma birçok eser bulunmaktadır. Bu sebeple 1982 yılında UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası listesine dahil edilmiştir.
Küba’da, özellikle de başkent Havana’da Hotel Nacional ve Havana Libre gibi dünya standartlarında oteller bulunsa da genellikle otel yerine “casa particular” denilen evlerde kalınıyor. Hem fiyatları daha ekonomik, hem de Kübalı ailelerin yaşadıkları evlerde kaldığınız için kültürlerini ve yaşam tarzlarını daha yakından görmüş oluyorsunuz.
Şehirdeki tüm binalar çok eski, ama zaten turistler de Havana’daki bu eski hali görmeye geliyorlar. Duvarlarda grafitileri, yağlı boya resimleri var. Pek çok yerde Che’nin, Fidel Castro’nun ve diğer kahramanların duvarları kaplayan resimleriyle karşılaşıyoruz.
Havana 3 ayrı bölgeden oluşuyor. En çok sevdiğimiz bölgeler eski Havana Vieja ve Centro Habana bölgeleri oluyor. Daha modern olan Vedado kısmı da yine mutlaka görülmesi gereken yerlerin başında geliyor.
La Habana
Eski şehir La Habana bölgesi, rengarenk binalarla dolu. Çoğu kolonyal dönemden kalma bu evleri görüp fotoğraflıyoruz. Bu evlerin içinden dışarıya taşan müzik bizi de etkisi altına alıyor.
Vieja Old
Havana limanından başlayan Vieja-Old Havana bölgesi, Parque Central civarına kadar sürüyor. Kendimizi Katedral Meydanı, Cathedral de San Cristobal de la Habana, Plaza de Armas, Museo de la Ciudad, Plaza del cristo, Museo de Arte Colonial bölgelerinde buluyoruz.
Atatürk Büstü
Puerto caddesindeki Atatürk heykelini görmeye gidiyoruz. Burası mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisi. Atatürk’ün heykelini görmek bize gurur veriyor. Halklarını özgürleştiren liderlerin hepsi liderler parkında yer alıyor.
Hamel Sokağı
Havana’da her yer duvar resmi ama bir yer var ki nefis! Orası Callejon de Hamel adlı sokak. Pazar günleri yerel müzik de yapılan bu sokak, Camagüeyli ressam Salvador González Escalona önderliğinde bu hale gelmiş. Afrika ve Küba kültürünün sanatla işlendiği bu güzel sokak rengarenk murallar, heykeller ve entelasyonlardan oluşuyor. Keyifle izleyip fotoğraflar çekiyoruz.
San Jose El İşleri Pazarı
Plaza de la Catedral yakınlarındaki San Jose El işleri Pazarı yaklaşık 2-3 saatinizi alacak kadar büyük. 16. yy’da nakliye deposu olarak kullanılan San Jose pazarında pek çok hediyelik eşya bulabilirsiniz. Özellikle tahta oyuncaklar, yağlı boya resimler, kumaş-deri çantalar ve Küba’ya dair pek çok hediyelik eşya bulabilirsiniz. Rehberimizin yönlendirmesiyle ve uygun olduğu için bütün alışverişlerimizi buradan yapıyoruz.
Calle Obispo Caddesi
Havana’nın en meşhur caddesi burası. Sanat galerileri, cafeler ve müzelerden müteşekkil bir yer. Turistlerin uğrak caddelerinden biri ve oldukça hareketli.
Plaza Armas’tan Parque Central’e doğru uzanan sokak Obispo, Küba halkının içine karışabileceğiniz, günlük yaşamlarını bir nebze de olsa inceleyebileceğiniz bir sokak. Hep canlı, hep kalabalık bir sokak.
Yolun sonu El Floridita’ya ulaşıyor. Burası içinde Hemingway’in gerçek boyutlu bir heykelini bulabileceğiniz ve kendilerinin de favori içkisini barındıran bir mekân.
Puro Fabrikası
Puro fabrikasında çalışan puro işçileri dünyanın en entelektüel işçileriymiş. Zira günün birinde isyan ederek, (kendileri tüm gün puro sarmakla meşgul oldukları için) kendilerine belli saatlerde gazete ve kitap okunmasını talep etmişler. Elbette kabul edilmiş. Buraya kamera ile girmek yasaktı. Puronun yapılışına hayran kalıyoruz. Hepsi tek tek ve öyle özenle sarılıyor ki… Tütün yapraklarının işlenmesi, tütünün sarılması, basınç, nem kontrolleri ve kalite kontrol odaları aşamaları görüyoruz.
The Capitolio
Washington DC’deki Capitol binasına benzerliğiyle dikkat çeken The Capitolio aslında Paris’te Pantheon binası örnek alınarak ABD sömürgesi olunan zamanda Amerika tarafından yaptırılmış. Önceleri Küba kongresine ev sahipliği yapan Capitolia, sonrasında komünist rejime uygun olarak Küba bilim akademisi ve Ulusal Bilim ve Kültür Kütüphanesi olmuş. Şimdilerde restore edilen Capitolia’nın Küba Millet Meclisi olacağı söyleniyor.
Devrim Meydanı
Hani Küba fotoğraflarında çokça görmeye alıştığımız, kocaman bina duvarının üstünde Che’nin resminin olduğu yer var ya, işte orası Devrim Meydanı. Gerçekten devâsa bir meydan. Fidel, muhtelif zamanlarda burada 1 milyon kişiye hitap ettiği konuşmalar yapmış. Meydandaki İçişleri Bakanlığı Binası’nın üzerinde Che Guevara’nın, Ulaşım Bakanlığı’nın binasının üzerinde de Camilo Cienfuegos’un dev resimleri var. Devrim Meydanı’nın diğer tarafında ise Jose Marti’nin heykeli ve anıtı yer alır.
San Lazaro Caddesi
Turistik olmayan ama mutlaka geçilmesi gereken bir diğer cadde de burası. Aslında kolonyal dönemde Havana’nın en önemli caddelerinden birisiymiş. Cadde üzerinde güzel binalar var ama asıl gitme sebebiniz bu cadde ve civarındaki sokaklarda Havanalıların günlük hayatlarına tanıklık etmek olmalı.
Vedano Ve Miramar
Vedado ve Miramar, Havana’nın şehir merkezine 10-15 dakika uzaklıktaki mahalleleri. Geniş ve ağaçlı sokakları, kolonyal dönemden kalma villaları var. Şehrin en şık restoranları ve en popüler gece kulüpleri genellikle Miramar’da bulunuyor. Havana’daki büyükelçiliklerin çalışanları da genelde Miramar’daki villalarda yaşıyor. Biz Havana’da Vedado’da kaldık, çok da sevdik. Vedado, Havanalıların günlük hayatlarını gözlemlemek için de kesinlikle en iyi yerlerden birisi.
Santa Maria Del Mar Plajı
Havana’nın doğusunda mükemmel plajlar var. Bizim tercihimiz Santa Maria Del Mar Plajı oldu. Zira turist sayısı çok az. Genellikle Kübalılar takılıyor. Bembeyaz kum, turkuaz deniz, canlı Küba müzikleri ve lezzetli kokteyller olduğunu düşünün.
Malecon
Burası için Havana’nın “kordon boyu” diyebiliriz. Tam 8 km’lik bir sahil yolu. Her akşam genç, yaşlı, çocuk tüm Havana halkı buraya akın ediyor.
Nacional Hotel
Havana’nın kalbinde 5 yıldızlı hizmet veren otel 13 Aralık 1930 yılında kapısını açmıştır. 7 milyon dolara mal olan otel 8 katlı ve 457 odalıdır. 1982 yılında Unesco Miras listesine alınmıştır.1946 yılında büyük mafya liderlerinin bir araya geldiği otel aynı zamanda Nat King Cole, Winston Churchill, Ernest Hemingway, Frank Sinatra ve Eva Gardner’in konaklamayı tercih ettiği otel olmuştur. Sonraki tanıdık misafirleri ise Kate Moss, Naomi Camphell, Arnold Schwarzenegger, The Backstreet Boys, Jodie Foster ve Paris Hilton olmuştur.
Çok güzel rengarenk bir yer gezebilmek dileğiyle
Aaah keşke gezebilsek ,evde kalmaktan boğulduk bu sayede biraz gezmiş olduk