Bu sabah Televizyonda Cnn Türk kanalını izlerken, ABD 'de Gazze'deki katliam karşıtı gösterilerde İsrail'i protesto eden bir bayan profesörün tersten kelepçelenip gözaltına alınması görüntülerini izleyince insanlığımdan utandım.
Aylardır soykırımın yaşandığı Gazze'de, insanlık düşmanı katil İsrail, azgın Batılı, sömürgeci doğulu kapitalist güç odaklarının desteğiyle, dünyanın gözleri önünde 2,5 milyona yakın insanın yaşadığı Gazze'yi yerle bir etmeye devam ediyor...
Şimdi İsrail Filistin'in Gazze Şeridi ile Mısır arasındaki tek sınır kapısı olan Refah şehrine kara hareketi yaparak soykırımına devam etmek istiyor. İslam dünyası ise, bu soykırım karşısında maalesef yapılanlara seyirci kalmaktadır.
Dinimize göre cihat dört şekilde gerçekleştirilir.
Kalp ile, Dil ile, El ile Kılıç ile.Bunlardan ilki, insanın şeytan ile mücadele ederek kalbin temizlemesi anlamına gelir.İkincisi, İslam'ın dil ile yayılması anlamına gelir.Üçüncüsü, insanların doğru şeyleri yapması anlamına gelir.Dördüncüsü ise, inançsızlarla ve İslam düşmanları ile fiziksel savaş anlamına gelir.
Maalesef, biz Elidor marka şampuanla saçlarımızı, Dove marka sabunla yüzümüzü yıkayıp, Colgate marka diş macunuyla dişlerimizi fırçalayıp, Hugo Boss parfümünü sürüp, Ariel ile yıkanmış Polo gömleğimizi, Levi’s pantolonumuzu ve Nike ayakkabılarımızı giyerek, Ford marka aracımıza binip Gazze mitingine İsrail'i protesto ederek ve sloganlar atıp iPhone telefonumuzla mitingte çektiğimiz fotoğrafları Facebook, Instagram, twitter gibi sosyal medya hesaplarımızda paylaşıp Gazze’deki kardeşlerimiz için protesto eylemlerine katılarak güya dilimizle cihad yapmanın mutluluğunu yaşıyacağız! Burada söylem ve eylem tutarlılığı söz konusu değildir.
Biz ilk önce nefsimizle yani içimizdeki şeytanla mücadele edip, sonra İslam'i anlayışa uygun, elimizden geldiğince ve yapabildiğimiz kadarı ile islam düşmanlarıyla söylem ve eylemlerimizle tutarlı bir şekilde mücadele etmeliyiz