Zamanımızda çokça unuttuğumuz emirlerin başında gelen Sıla-i Rahim her Müslümanın önemle yerine getirmesi lazım gelen kutsiyet emirlerdendir Sıla; kavuşmak, ulaşmak yani vuslat anlamına gelir. Rahim ise, rahmet, acımak ve şefkat etmek demektir. Ayrıca, akrabalık, hısımlık ve yakınlık gibi manalara da gelmektedir. Sıla-i Rahim; başta ana baba olmak üzere, yakın ve uzak akrabaları, dostları ve komşuları ziyaret etmek, onlarla irtibatı kesmemek, her zaman hatırlarını sormak ve gönüllerini hoşnut etmektir.
Dinimizde sıla-i rahim çok mühimdir. Bazı ayetlere ve hadis-i şeriflere dikkatinizi çekmek istiyorum: “Allah’tan korkun ve akrabalık bağlarını kesmekten sakının.” (Nisa Suresi, 4/1 Bir kişi Resulûllah Efendimize (sav.) gelerek: “Ya Rasûlallah; beni cennete sokacak bir ibadet söyler misiniz?” dedi. Allah Resulü (sav.) şu cevabı verdi: “Allah’a ibadet eder ve O’na hiç bir şeyi ortak koşmazsın, namaz kılar, zekât verir ve sıla-i rahim edersin.” Bu konuda daha birçok hadis-i şerif ile Sıla-i Rahim meselesine dikkat çekilmiştir.
Yukarıdaki ayet ve hadislerde ifade edildiği gibi, İslam dini sıla-i rahime bu kadar ehemmiyet verdiği hâlde, ne yazık ki akrabaların çoğunluğu birbiriyle küskün, birçok insan dargın, bazıları da birbirine düşman olmuş. Çağımızda çeşitli ekonomik ve diğer nedenlerden ötürü birbirlerinden ayrılmak zorunda kalanların olduğu gibi, akrabalar arası küçük nedenlerden dolayı birbirlerine küs olanların ayrı olmalarını da dikkate alır isek bir çok insanımız en yakın akrabalarından ayrı yaşamlarını sürdürmektedir. Atalarımızın “gözden ırak olan, gönülden de ırak olur” sözü doğrularcasına, birbirimizden kopma noktasına gelmiş durumdayız. Herkes kendini düşünür oldu. Kimse kimsenin halini sormaz, hatırını saymaz oldu. Bir cevizin kabuğunu doldurmayacak kadar ufak meselelerden dargınlıklar hatta düşmanlıklar meydana geliyor. Araya bir de kötü niyetli, arabozucu ve fitne kişiler girince iş daha da büyüyor. Senelerdir kardeşiyle, ana- babasıyla ve diğer akrabalarıyla konuşmayan insanlar var. Bir de akrabalarından ihanet gören, darbe yiyen ve hayatı kararan insanlar da az değil. Söyleyen ne güzel söylemiş; “Akrabanın akrabaya ettiğini, akrep etmezmiş.”
Asıl sıla-i rahim başta ana ve baba olmak üzere, akrabaları ziyaret etmek, uzakta iseler telefon açıp hal ve hatırlarını sormak ve ihtiyaçlarını karşılamak suretiyle gönüllerini hoşnut etmektir. Zira en âli hukuk anne ve babanın hukukudur. Bu bakımdan, onları ziyaret etmek, hürmette kusur etmemek ve hayır dualarını almak lazımdır . Çok muhterem, mesleğinin hakkını hakkıyla ifa eden bir hocamıza bir kişi hanımı ile annesinin geçinmediğini, çok zor durumda kaldığını, çaresizlik içerisinde kıvrandığını ve ne yapması gerektiğini sormuş. Hocamız şu harika cevabı vermiş: “Ne ağacın kökünü kurut, ne de dalını kopar. Kısacası; öyle yap ki, Allah’ın sana emaneti olan ne hanımın üzülsün, ne de senin sebeb-i vücudun ve cennetin ayağı altında olan annen darılsın.
Yaklaşan Ramazan Bayramında; özellikle üzerlerimizde sonsuz hakları olan öncelikle anne babamızın duasını almayı, bunun için onlara gidemiyor isek, telefon ve diğer sosyal medya araçlarından sık sık arayıp hal, hatırlarını sormayı ihmal etmemeliyiz. Şunu da ifade edelim ki, her amel gibi sıla-i rahim de hiçbir menfaat gözetmeden sırf Allah’ın rızasını kazanmak için yapılmalıdır.
Son söz olarak, Ramazan Bayramınızı tebrik eder, Allahtan başka bayramlara ulaşmayı, yakın akraba ve ailelerinizin duasını almayı nasıp etsin. İnşallah.
Sevgi ve saygılarımla..
Eline sağlık Şefim